|
樓主 |
發表於 2009-9-20 09:27:04
|
顯示全部樓層
1.《Atabet-ül Hakayık》的作者Ahmet Yuknaki,书名和作者中文译名怎么译?
2.「Sardian Iylle's empire 塞依迪亚王朝 Saltuk Bugra Khan 所建」中的Saltuk Bugra Khan 中文译名是什么?
The Qarakhan, Ghazna,
Khwarezm-Shah, Seljuq and Saidi tribes that were born in Turkestan set
up states under the banner of Islam and provided outstanding examples
of Turkish-Islamic culture, thus rendering a great service to human
kind. Prominent statesmen such as Satuk Bughra Khan (---/d. 955-956),
Seljuq Bey (---/d. 1007), Mahmud Ghaznavi (b. 998-d. 1030), Malik Shah
(b. 1055-d. 1092), Timur (b. 1336-d. 1405), and Babur Shah (b. 1483-d.
1530) were among the great figures who emerged from those lands. Imam
Bukhari, Imam Tirmidhi, Ibn Sina (Avicenna), Abu Nasr al-Farabi
(Avennasar), Narshaki, Zamakhshari and Marginani, who enriched the
libraries of Islam with their works, were among the great thinkers who
forged the way for other scientists of the world. Furthermore, Makhmud
al-Kashgari, author of the Diwan Lughat at-Turk, Yusuf Khass Khadjib,
author of the Kutadgu Bilig, and Ahmad Yuknaki, the writer of the great
Atabet'ul Haqayiq, also lived in Turkestan, the cradle of
Turkish-Islamic civilization. Scholars such as these, of whom we have
cited only a few, are sufficient to demonstrate the importance of East
Turkestan to the Turkish and Islamic worlds.
Works such as the Kutadgu Bilig and the Atabet'ul Haqayiq are
considered as important to world history as they are to that of the
Turkish-Islamic world.
http://www.eastturkestan.net/china03.html
Edib Ahmed Yüknekî
ve - Atabet ül
Hakaayık
Atabet ül-Hakaayık 12. asrın ilk yarısında,
Yüknekli Edîb Ahmed bin Mahmud tarafından ya-
zılmış manzum bir ahlâk kitabıdır. Türk ve Acem
ülkelerinin meliği- emîr-i âzam Muhammed Dâd
İspehsâlâr Beg'e sunulmuştur.
Edîb Ahmed, 11. asır sonlarıyla 12. asrın ilk
yarısında yaşamış; Arapça'yı, Farsça'yı öğrenmiş;
tefsir, hadîs gibi İslâmî ilimleri tahsil etmiş; takva
sahibi, âlim, fâzıl bir Türk şairidir. Gözleri gör-
meyen bu Karahanlı devri Türk şairi hakkında
kaynaklarda fazla bilgi yoktur. Şöhreti Ali Şîr
Nevâî devrine yani 15. yüzyılın sonlarına kadar
devam etmiş ve hayatı hakkındaki bilgiler men-
kıbeleşmiştir. Nevâî, Nesâim ül-Mahabbe adlı ese-
rinde, Edib Ahmed'in İmâm-ıÂzam'm talebesi ol-
duğu ve İmâm-ı Âzam tarafından çok beğenildiği
şeklindeki menkıbevî malûmatı kaydeder.
Atabet ül-Hakaayık, tıpkı Kutadgu Bilig gibi
Şehname vezninde yani aruzun "feûlün feûlün
feûlün feûl" kalıbıyla yazılmıştır. Eserin başmda
yer alan Tanrının- peygamberin, dört sahabenin,
emîr-i âzam Muhammed Dâd İspehsâlâr Beg'in
medhi ve kitabın yazılışı hakkındaki kısımlar be-
yitler halindedir (80 beyit) ve gazel tarzında ka-
fiyelenmiştir. Asıl eser dörtlükler halindedir ve her
dörtlük mânilerde olduğu gibi "aaxa" şeklinde
kafiyelenmiştir. Her ikisi de Karahanlı devrine ait
olan Atabet ül-Hakayık ile Kutadgu Bilig'in bir-
birinden ayıran en önemli özellik budur. Kutadgu
Bilig'in beyitler halinde ve mesnevî tarzında ya-
zılmasına mukabil Atabet ül-Hakaayık dörtlükler
halinde ve mânilerin kafiye düzeninde yazılmıştır.
Ancak Kutadgu Bilig'de aralarda zikredilen dört-
lüklerin hem vezince- hem de kafiye düzeni ba-
kımından Atabet ül-Hakaayık ile ayniyet gös-
termesi ilgi çekicidir. Aynı devrin eseri olan
Divânü Lûgati-'t-Türk'teki dörtlükler ise hem hece
vezni ile yazıldıkları için, hem de koşma tarzında
kafiyelendirildikleri için farklılık gösterirler.
115
Vezin ve kafiye bakımından Atabet ül-
Hakaayık da çok sağlam değildir. İmâleler boldur.
Tam ve yarım kafiyeler yanında bazen yakın ses-
lerin de kafiye olarak kullanıldığı, hatta bazen re-
difle yetinildiği görülür. Mısra başı kafiyesinin izleri
Atabet ül-Hakaayık'da kutadgu Bilig'den daha
güçlü olarak devam eder. Birçok mısralar arka ar-
kaya aynı seslerle başlamakta, bilgi ile ilgili dört-
lüklerin çoğunun başında hep b sesi bulunmaktadır.
Atabet ül-Hakayık, bir ahlâk ve öğüt kitabı ol-
duğu için tamamen hikmet üslûbu ile yazılmıştır.
Kutadgu Bilig'deki üslûp çeşitliliği onda görülmez.
İki eserin mahiyetçe birbirinden farklı olduğunu
unutarak birini diğerinden üstün saymak doğru
değildir. Kutadgu Bilig'in öğüt veren kısımlarıyla
Atabet ül-Hakaayık edâ ve üslûp bakımından bir-
birine çok benzemektedir ve biri diğerinden aşağı
değildir. Bütün nüshaları karşılaştırarak eseri mü-
kemmel bir şekilde işleyen Reşid Rahmeti Arat
Atabet ül-Hakaayık'm değeri ve mâhiyeti hak-
kında şunları söylemektedir: "Atabet ül-Hakaayık
ayrı bâbların başlıklarından da anlaşıldığı gibi,
Türk-İslâm muhitinin kültür çerçevesi içinde, fert-
lerin terbiyesi için tanzim edilmiş olan esâsları, ol-
duğu gibi, Türkçe ve manzum olarak tekrarlayan
bir ahlâk kitabıdır. Eserdeki fikirler çok defa âyet,
hadis veya başka Arapça beyitler ile tevsik edil-
mektedir; biraz zahmetle, işaret edilmemiş olanlar
için de aynı sahada benzer numuneleri bulmak
mümkündür. Müellif burada fikir bakımından,
kendi içtihadından ziyâde, malûm olan esâsları
güzel bir Türkçe ile ifâde etmekle iktifa etmiştir.
Eserin yazıldığı tahmin edilen devirlerde bu
esâsları, her okuyanın kolaylıkla anlayabileceği ve
hafızasında tutacağı bir tarzda, açık bir dil ile ve
manzum olarak neşretmenin bu yolun yolcuları
için bir gaye olduğu düşünülürse, Edib Ahmed'in
bu işi mükemmel bir şekilde başarmış olduğunu
kabul etmek lâzım gelir. Atabet ül-Hakaayık'm ne
kadar büyük bir ihtiyacı karşılamış olduğu eserin
yazıldığı tarihten epeyi bir müddet sonra dahi
bunun yeniden tanzimi ve neşri ile uğraşılmış ol-
masından, birçok ediblerin, gerek müellifin ken-
disinden ve gerek eserinden takdir ile bah-
setmelerinden ve nihayet Türk ülkesinin muhtelif
kısımlarında vücûda getirilmiş olan nüshalarından
iyice anlaşılmaktadır." (R.R. Arat- AH, s.8), Atabet
ül-Hakaayık, İslâmiyet'ten sonraki eserlerin ço-
ğunda olduğu gibi Tanrıya, peygambere, dö; t
sahabeye ve eserin sunulduğu emîre övgü ile baş-
lar. Sebeb-i teliften (yazılış sebebinden) sonra asıl
esere girilir. Eserdeki başlıca konular şunlardır:
Bilgi, dil, dünyanın dönekliği, cömertlik ve ha-
sislik, tevâzû ve kibir, harislik, kerem, hilim ve za-
manenin bozukluğu. Bilhassa bilgi ve dilin mu-
hafazası ile ilgili konularda Atabet ül-Hakaayık ile
Kutadgu Bilig arasında büyük benzerlikler vardır.
Ancak Atabet ül-Hakaayık'ın tamamen İslâmî mo-
tiflere dayandığını ve bu bakımdan Kutadgu
Bilig'den farklı olduğunu belirtmek lâzımdır.
Atabet ül-Hakaayık'm sonunda Edîb Ahmed'e
ait olmayan üç ek vardır. Birinci ek müellifi meç-
hul bir dörtlüktür. Burada Edîb Ahmed'in do-
ğuştan kör olduğu, Atabet ül-Hakaayık'm ondört
bâb üzere yazıldığı ve bir fil yükü altın değerinde
olduğu belirtilmiştir. İkinci ek, Seyfî mahlası ile
Türkçe ve Farsça şiirler yazmış olan Temür devri
emirlerinden Seyfeddin Barlas'a ait bir dörtlüktür.
Emir Seyfeddin Barlas, Edîb Ahmed'i "edibler
edîbî" ve "fâzıllar başı" olarak nitelendirmektedir.
Üçüncü ek Arslan Hoca Tarhan'a ait on beyitlik bir
manzumedir. Arslan Hoca Tarhan, Temir ve Uluğ
Beğ zamanlarında yaşamış ve devrinin edebî fa-
aliyetleriyle ilgilenmiş mühim devlet adam-
larından biridir. Edîb Ahmed'in babasının Mah-
mud, memleketinin Yüknek olduğunu ve Atabet
ül-Hakaayık'm "Kâşgarî til" ile yani Karahanlı
Türkçesiyle yazıldığını Arslan Hoca Tarhan'm
ilâvesinden öğreniyoruz.
Atabet'ül-Hakayık'tan:
Bismü'llâhi'r-rahmâni'r-rahîm
Tanrı'nın Medhi
1. ilahi öküş hamd ayur men sanga
2. sening rahmetingdin umar men onga
İlâhî, pek çok hamdederim sana,
Senin rahmetinden hayır umarım.
11. aya şek yolmda yiligli odu
12. kel ottın özüng yul ölümdin önge
Ey şüphe yolunda koşturan! Uyan!
Gel, ateşten kurtul ölümden önce.
3. senamu ayugay seza bu tilim
4. unarça ayaym yan bir manga
Övebilir mi seni bu dilim?
Gücüm öveyim, yardım et bana.
13. yarattı ol ugan tününg kündüzüng
14. udup biri birke yorır öng songa
Yarattı kaadir Tann geceni, gündüzünü,
Uyup birbirine yürür önü, sonu.
5. sening barlıkmgka tanukluk birür
6. cemad canvar uçgan yügürgen nenge
Senin varlığına tanıklık verir
Canlı, cansız, uçan, koşuşan her şey.
15. tünetür tününgni kününg kiterip
16. tününg kiterip baz yarutur tanga
Gündüzünü giderip karartır geceni,
Geceni giderip yine ağartır tanı.
7. sening birlikingke delil arkagan
8. bulur bir neng içre deliller minge
Senin birliğine delil arayan
Bir şey içinde bulur binlerce delil.
17. ölügdin tirig hem tirigdin ölüg
18.çıkarur körür sen mum ked anga
Ölüden diri, diriden de ölü
Çıkarır; görüyorsun, bunu iyi düşün.
9. yok erdim yarattıg yana yok kılıp
10. ikinç bar kılur sen mukir men munga
Yok idim, yarattın; yine yok kılıp
Tekrar var edersin; inandım buna.
19. bu kudret idisi ulug bir bayata
20. ölüglerni tirgüzmek asan anga
Bu kudret sahibi Tanrı, ulu, bir;
Ölüleri diriltmek ona kolaydır.
Bilgi
31. biligdin urur men sözümke ula
32. biligligke ya dost özüngni ula
33. bilig birle bulnur sa'adet yolı
34. bilig bil sa'adet yolmı bula
Bilgiden vururum sözüme temel,
Bilgiliye ey dost, bağla gönül.
Bilgiyle bulunur saadet yolu,
Bilgi bil, saadetin yolunu bul.
39. süngekke yilig teg erenke bilig
40. eren körki akl ol süngekning yilig
41. biligsiz yiligsiz süngek teg hali
42. yiligsiz süngekke sunulmaz elig
Kemikte ilik gibidir insana bilgi,
İnsan zîneti akıl, ilik kemiğinki.
Cahilin iliksiz kemik gibidir hâli,
İliksiz kemiğe kimse uzatmaz eli.
(*) Metin; Arat neşrinden aynen alınmıştır.
51. bilig birle alim yokar yokladı
52. biligsizlik erni çökerdi kodı
53. bilig yind usanma bil ol hak resul
54. bilig cinde erse siz arkang tidi
Bilgi ile âlim yukarı yükseldi, - -
Bilgisizlik insanı bıraktı geri. Bilgi
ara, usanma, bil ki hak Resul, Bilgi
Çin'de olsa arayın dedi.
63. biliglig kişi kör bilür iş ödin
64. bilip iter işni ökünmez kidin
65. kamug türlüg işte biligsiz ongı
66. ökünç ol angar yok ong anda adm
Bilir iş vaktini bilgili kişi, Pişman
olmaz, bilerek yapar işi. Her türlü işte
cahilin kısmeti Pişmanlıktır; ona yok
bundan başkası.
59. biligsizke hak söz tatıgsız erür
60. angar pend nasihat asıgsız erür
61. ne türlüg arıgsız arır yumakm
62. cahil yup anmaz arıgsız erür
Bilgisize hak söz tatsız olur Öğüt,
nasihat faydasız olur. Nasıl kirli
temizlenir yıkamakla; Cahil
temizlenmez, hep pis olur.
71. bilig birle bilnür törütgen idi
72. biligsizlik içre kanı hayr yidi
73. bilig bilmegendin bir anca budun
74. özelgin but itip idim bu tidi
Bilgiyle bilinir yaratan Tanrı,
Bilgisizlikten nerde, gören hayrı?
Bilgi bilmemekten nice insanlar
Elleriyle put yapıp Rabbim dedi.
Dil
79. eşitgil biliglig negü tip ayur
80. edebler başı til küdezmek tiyür
81. tiling bekte tutgıl tişing smmasun
82. kah çıksa bektin tişingni sıyur
İşit, bilgili neler deyip söyler,
Edebin başı dili gözetmek der.
Dilini sıkı tut, dişin kırılmasın.
Eğer çıksa dilin, dişini kırar.
83. sanıp sözlegen er sözi, söz sağı
84. öküş yangşagan til, unulmaz yağı
85. sözüng boşlag ıdma yıga tut tiling
86. yeter başka bir kün bu til boşlagı
Sözün iyisi düşünüp söylenen; Çok
konuşan dil, güç yetmez düşman. Boşa
söz harcama, pek tut dilini, Belâ açar
başına bu dil bir gün.
87. hiredlıgmu bolur tili boş kişi
88. telim başru yidi bu söz til boşı
89. öçüktürme erni tilin bil bu til
90. başıktursa bütmez büter ok başı
Akıllı mı olur dili boş kişi? Pek çok
başı yedi bu söz dil boşu. Kızdırma
insanı dille; çünkü dil Yarası onmaz,
onsa da ok yarası.
103. tili yalgan erdin yırak tur teze
104. keçür sen me umrüng könilik öze
105. ağız til bezeki koni söz turur
106. koni sözle sözni tilingni beze
Dili yalan yerden ırak dur, kaçın;
Geçir sen de ömrünü doğruluk üzre.
Ağız dil bezeği doğru söz olur,
Doğru sözle, söz ve dilini süsle
111. koni söz asel teg bu yalgan basal
112. basal yip acıtma ağız yi asel
113. bu yalgan söz ig teg koni söz şifa
114. bu bir söz ozakı urulmış mesel
Yalan soğan gibi, baldır doğru söz.
Bal ye, soğan yeyip acıtma ağız.
Yalan söz hastalık, doğru söz şifâ,
Bul söz, eskilerden vurulmuş bir iz.
115. koni bol könilik kıl atan koni
116. koni tiyü bilsün kişiler sini
117. könilik tonm ked kodup eğrilik
118. kedim ton lalusı könilik tonı
Doğru ol, doğruluk kıl, doğru ad al;
Doğru diye bilsin insanlar seni.
Doğruluk donun giy, eğriliği koy,
Giyimin iyisi doğruluk donu.
Zamane
127. mecaz boldı dostluk hakikat kanı
128. minger dostta biri bulunmaz koni
129. öküşrek kişining içi gadr erür
130. koni dostung erse taşı, bil mum
Mecaz oldu dostluk, hakikat hani?
Bin dosttan biri, bulunmaz doğru.
Pek çok kişi içten vefasız olur,
Doğru dostun olsa, dıştan, bil bunu.
151. kanı emr-ü ma'ruf kılur, edgü er
152. kanı kendü edgü kişi turgu yir
153. yirer sen zamanangnı, halkın kodup
154. zamanangnı yirme kişisini yir
Hani emr-i mâruf kılan iyi er?
Hani iyi kişinin duracağı yer?
Yerersin zamaneyi, halkı koyup,
Zamaneyi yerme, insanını yer.
139. ajun toldı udvan vefa cevr bile
140. kam bir vefalıg bar erse tile
141. sen artak sen anm ajun artadı
142. nelük bu ajunka kılur sen gile
Dünya doldu düşmanlık, cefâ, cevr ile,
Hani bir vefalı? Var ise dile.
Sen bozuksun; ondan dünya bozuldu.
Niçin sitem kılarsın bu âleme?
143. garib erdi islam garib boldı baz
144. ibadet riya boldı abid mecaz
145. harabat oramı bolup abadan
146. harab boldı mescidi budun bi-nemaz
Garip idi İslâm, garip oldu yine,
ibâdet riya oldu, kullar mecaz.
Meyhane çevresi oldu mâmûre,
Harap oldu mescit, millet beynamaz.
147. amel koddı alim ve zahid vera
148. arif raks çıkarıp iter hoş sena
149. bidat'm yıgıgh kişi kalmadı
150. anm künde arta turur bida
Ameli bıraktı âlim, takvayı zahit,
Arif raks çıkarıp hoş semâ eder.
Bid'ati men eden kişi kalmadı,
Ondan her gün artıp durur bu bid'at.
163. uvut yitti yindip bulunmaz yıdı
164. halal yigli kanı, körünmez bodı
165. halal kendü kayda bu kün, kanı kim
166. haramm yiyürde haram tip yidi
Utanç gitti, aransa bulunmaz kokusu;
Helâl yiyen hani, görünmez izi.
Helâlin kendi nerde bugün, hani?
Kim haram yerken, haram diye yedi?
167. budun mallıg erke urup yüzlerin
168. tözü kul kılurlar azad özlerin
169. kim ol malsız erse ol erni körüp
170. yüz evrüp keçerler yumup közlerin
Millet zenginlere dönüp yüzünü,
Hepsi köleleştirir azat özünü.
Nerede bir yoksul görse birisi,
Yüz çevirip geçer yumup gözünü.
171. aya malka suk er, yakin bil, bu mal
172. bu kün kadgu sakmç, yarın yük vebal
173. haram erse malıng azab ol songı
174. hisab ol eğer bolsa malmg halal
Ey haris kimse! İyi bil ki bu mal
Bugün kaygu endişe, yarın yük vebal.
Haram ise malın azaptır sonu;
Hesap var, eğer olsa malın helâl.
Atabetü'l Hakayık ( Gerçeklerin Eşiği), Edip Ahmet Yükneki'nin, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsalar'a hediye ettiği, hadis ve Arapçabeyitlere
dayanarak yazdığı şiirlerle, ahlaklı insan olmanın yollarını,ahlak
ilkelerini açıklamış, çeşitli ahlakî öğütlerde bulunmuş, İslamîdüşünce
ve görüşlere yol gösterici olmuştur. "Hibetü'l-Hakayık",
veya"Aybetü'l-Akayık" olarak da isimlendirilir.Eserde dünyayı,
allahı,insanı bilmenin sadece bilim yoluyla olabileceği anlatılır.
Bilgininfaydası ve bilgisizliğin zararı hakkında olan konuyu işlemiştir.
Türk nazım birimi dörtlüklerle oluşan bu eserini şair, Yusuf Has Hacib'in " Kutadgu Bilig"i gibi aruz vezniyle ve Kaşgardiliyle
yazmıştır. Şairin bu eserini nerede ve ne zaman yazdığı kesinolarak
bilinmemektedir. Atabetü'l Hakayık'ın Kaşgar diliyle, Uygurharfleriyle
yazılmış ilk yazması İstanbul'da Ayasofya Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Özellikleri [ değiştir] - Gerçeklerin eşiği anlamına gelir.
- Konusu din ve ahlaktır.
- Didaktik (öğretici) bir eserdir.
- Mesnevi tarzında yazılmıştır.
- 46 beyit ve 101 dörtlükten oluşmaktadır.
- Aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
- Arapça ve Farsça kelimeler vardır.
- Telmih (hatırlatma) sanatı kullanılmıştır.
- Eserin Konusu:Eser 14 bölümden oluşur.Baştaki 5 bölüm giriş,şairin {nevi}adını verdiği8 bölüm asıl konu, sondaki 1 bölüm de bitiriş bölümüdür.
Giriş
bölümleri {kaside}biçimiyle(aa ba ca da...),asıl konu ileilgili
bölümler ve bitiriş bölümü
(dörtlüklerle)[aaba]yazılmıştır.Girişbölümünde 80 beyit, asıl konu ve
bitiriş bölümlerinde 101 dörtlükvardır.Eserin tamamı 484 dizeden oluşur.
Edip Ahmet Yükneki
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
Edip Ahmet Yükneki 'nin hayatı hakkında az bilgi olsa da 12. yüzyılda Karahanlılardöneminde
yaşadığı ve iyi bir öğrenim gördüğü bilinmektedir. "Edipleredibi" diye
de anılan bu yazar-şairin doğuştan kör olduğu söylenir.Yazmış olduğu Atabetül Hakayık Türk edebiyatının ilk Türkçe yazılan İslamiürünlerindendir.diidaktik
tarzda yazmıstır .bilg,n,n önemi gibikonuları ilemiştir çhem dörtlük
hem beyit kullanmıstır.burdanda birgeçiş edebiyatı dönemi saiiri oldgu
anlaşılmaktadır.islami dönemin 2.edebiyat ürünüdür.
|
|